Platon ve Ruh Öğretisi
Mutluluk nedir? Tarih boyunca çizgilerle, notalarla, kelimelerle anlatmaya çabaladığımız mutluluk nerede saklı , bir "an" da mı, bir "ömür"de mi ? İçimizde mi? Dışımızda mı? Yoksa içeriden dışarıya bakışımızda mı? Tanımların ötesinde, salt yaşanılan mı? Mutluluk arayışıyla geçen bir ömrün son durağında, hüzünle yad edilen geçmiş anılarda mı?
Bu soruyu Platon'a sormaya ne dersiniz? Üstelik O, mutluluğu çok uzaklarda değil, içimizde bulmuş.
Sokrates gibi Platon'un da asıl gayesi insanın ve sitenin mutluluğu. Mutluluğa giden yol ise iyi ideasından geçiyor. İyi ideasına yaklaştıkça insan kendi doğasına uygun yetkinliğe de kavuşuyor. Mutluluk için iyiyi istemek, iyiye yönelmek gerekli Platon'a göre,o halde "iyi'nin anlamı nedir?" sorusu ilk sormamız gereken soru olmalı. Filozofa göre iyi; erdem, doğruluk, adalet demek. Buradan yola çıkarak erdemin tarifini vermeye çalışan Platon; "erdem, ruhun düzenidir."diyor. Mutluluğu uzaklarda değil, içimizde, ruhun düzenlenişinde bulan Platon, bununla insan ruhunun doğasına uygun işlevi yerine getirmesi, doğasına uygun amaçları gerçekleştirmesini kast etmekte.
O halde erdem, insanın doğasına uygun durumda olması ile özdeş. Bizler doğamıza uygun yaşamadığımız için mi mutsuzuz ? Bir insanın doğası nasıl yaşamasını gerektirir ? Bizler için iyi olanın ne olduğunu öğrenmek, mutluluğun sırrını da çözmek anlamına gelebilir mi ?
Yukarıdaki satırlardan hatırlayacağınız üzere Platon ruhun düzeninden bahsetmişti, ruhu oluşturan parçaların kendi doğalarına,amaçlarına, işlevlerine uygun hareket etmeleri, ruhun düzenini sağlayarak insanın erdemli olmasını, iyiye yaklaşmasını ve dolayısıyla mutlu olmasını da sağlayacaktır.
Bunun nasıl olacağını anlayabilmek için; şimdi de Platon'un tanrısal kaynaktan çıktığını ve idealar aleminden yeryüzüne indiğini söylediği insan ruhunun; hem parçalarını, hem de bedene hapis oluşunu anlattığı, mitolojik figürler ile bezenmiş anlatısına bakalım.
İdealar alemi gökyüzünün üzerinde olup, gökyüzünden yukarılara doğru açılan bir boşluktan gözlemlenebilmektedir. İnsan ruhu; biri siyah, biri beyaz iki at ve bir sürücüsü ile sürülen, kanatlı bir araba misali gökyüzünde seyir halinde, idealar alemini bu boşluktan temaşa etmekte ve muhtemelen mutluluğun doruklarında gezinmektedir. Ancak hırçın ve huysuz olan siyah at, çırpınışları ile ruhu yeryüzüne doğru çekme çabasındadır. Bu çırpınışların etkisiyle kanatları kırılan ruh, hızla yeryüzüne düşüp, bir bedene hapsolmaktadır. Böylece beden ile ruhun birleşimiyle, ölümlü insan gerçekleşmiş olur.
Beyaz at; ruhun yürekli, atılgan kısmını, siyah at; arzulayan, iştahlı kısmını temsil ederken, arabanın sürücüsü ise ruhun akıl kısmını ifade eder. Bunların insan bedenindeki konumlanışları ise şöyledir: Akıl beyinde, atılgan yürekli kısım kalpte, arzulayan iştahlı kısım ise karın ya da diyaframdadır. Özetle ruhun üç ayrı fonksiyonu vardır; akıl, irade ve arzu.
Ruhun bölümlerini bu şekliyle tasvir eden Platon, onların işleyişlerini de şöyle anlatır. Ruhun akıl kısmı idealar alemine en yakın olan ve ruhun diğer bölümlerini idare eden tarafıdır. Beyaz at ile betimlenen atılgan yönü, akla itaat etme konusunda, arzuları, iştahları temsil eden siyah ata göre daha isteklidir.
Platon'a göre ruhun akıllı yönü ölümsüz, diğer yönleri ise bedenle birlikte ölümlüdür. Akıllı parça hükmetmeli, diğerleri de doğaları gereği ona boyun eğmelidirler. Filozofa göre, ruhun akıllı kısmı, atılgan yürekli kısmını da yanına alarak, arzuları dizginlemelidir. Ruhun tüm parçaları Platon'un anlattığı bu doğal durumlarında olmaları halinde, ruhta adalet, doğruluk ve erdem gerçekleşmiş olacaktır.
Bu anlatılanlar, arzularını aklı ile yönlendirebilen, iradesini aklı ve arzuları arasındaki uyumu sağlayabilecek yönde kullanabilen insanların, mutlu olabilecekleri kanısını uyandırmakta.
Ruh idealar aleminden yeryüzüne inince, idealar aleminin bilgisini unutmuştur. Beden duyulur aleme ait nesnelerin bilgisini, duyumlar aracılığıyla ruha iletmekte, ve ruhun unuttuğu idealar bilgisini anımsamasına yardımcı olmaktadır. Platon böylelikle, deneyimin dışında doğuştan bilgilerin insanda bulunduğunu ifade etmektedir.
Ölüm, ruhun beden ile birlikteliğinin bitişi ve hades denilen ahiret hayatına, yani yeni hayatının başlangıcına geçişidir. Ruhun ölüm ile başka bedenlere geçtiğine inanan Platon, kötü insanların ruhlarının kurt bedenlerine , iyi insanların ruhlarının ise iyi insanların bedenlerine gireceğini ifade etmektedir.
Ruhun beden de hapis olduğunu söylemesi, ruhun ölüm ile kurtuluşa ereceğini ifade etmesi ile, mutluluğu bu alemden çok öbür alemde bulduğu izlenimi uyandırsa da, yaşlılık eserlerinde ruhun terbiye edilerek, huzura erişilebileceğini de ifade etmiştir.
Sizlerin mutluluk formülü nedir bilemem, ancak bana sorarsanız mutluluk; "an'ın farkında olmaktır.
Kaynak:"Platon'un Ruh Kavramı" M.Kaya Sosyal Bilimler Dergisi
T.C.Anadolu Üniversitesi Yayını no:1944"İlkçağ Felsefesi".
Bunlar da ilginizi çekebilir:
Beyaz at; ruhun yürekli, atılgan kısmını, siyah at; arzulayan, iştahlı kısmını temsil ederken, arabanın sürücüsü ise ruhun akıl kısmını ifade eder. Bunların insan bedenindeki konumlanışları ise şöyledir: Akıl beyinde, atılgan yürekli kısım kalpte, arzulayan iştahlı kısım ise karın ya da diyaframdadır. Özetle ruhun üç ayrı fonksiyonu vardır; akıl, irade ve arzu.
Ruhun bölümlerini bu şekliyle tasvir eden Platon, onların işleyişlerini de şöyle anlatır. Ruhun akıl kısmı idealar alemine en yakın olan ve ruhun diğer bölümlerini idare eden tarafıdır. Beyaz at ile betimlenen atılgan yönü, akla itaat etme konusunda, arzuları, iştahları temsil eden siyah ata göre daha isteklidir.
Platon'a göre ruhun akıllı yönü ölümsüz, diğer yönleri ise bedenle birlikte ölümlüdür. Akıllı parça hükmetmeli, diğerleri de doğaları gereği ona boyun eğmelidirler. Filozofa göre, ruhun akıllı kısmı, atılgan yürekli kısmını da yanına alarak, arzuları dizginlemelidir. Ruhun tüm parçaları Platon'un anlattığı bu doğal durumlarında olmaları halinde, ruhta adalet, doğruluk ve erdem gerçekleşmiş olacaktır.
Bu anlatılanlar, arzularını aklı ile yönlendirebilen, iradesini aklı ve arzuları arasındaki uyumu sağlayabilecek yönde kullanabilen insanların, mutlu olabilecekleri kanısını uyandırmakta.
Ruh idealar aleminden yeryüzüne inince, idealar aleminin bilgisini unutmuştur. Beden duyulur aleme ait nesnelerin bilgisini, duyumlar aracılığıyla ruha iletmekte, ve ruhun unuttuğu idealar bilgisini anımsamasına yardımcı olmaktadır. Platon böylelikle, deneyimin dışında doğuştan bilgilerin insanda bulunduğunu ifade etmektedir.
Ölüm, ruhun beden ile birlikteliğinin bitişi ve hades denilen ahiret hayatına, yani yeni hayatının başlangıcına geçişidir. Ruhun ölüm ile başka bedenlere geçtiğine inanan Platon, kötü insanların ruhlarının kurt bedenlerine , iyi insanların ruhlarının ise iyi insanların bedenlerine gireceğini ifade etmektedir.
Ruhun beden de hapis olduğunu söylemesi, ruhun ölüm ile kurtuluşa ereceğini ifade etmesi ile, mutluluğu bu alemden çok öbür alemde bulduğu izlenimi uyandırsa da, yaşlılık eserlerinde ruhun terbiye edilerek, huzura erişilebileceğini de ifade etmiştir.
Sizlerin mutluluk formülü nedir bilemem, ancak bana sorarsanız mutluluk; "an'ın farkında olmaktır.
Kaynak:"Platon'un Ruh Kavramı" M.Kaya Sosyal Bilimler Dergisi
T.C.Anadolu Üniversitesi Yayını no:1944"İlkçağ Felsefesi".
Bunlar da ilginizi çekebilir:
Bu sayfalardaki yazıların tüm hakları yazara aittir. Sadece kaynak gösterilerek, yazar adı ve orijinal sayfanın aktif linki belirtilerek alıntı yapılabilir ve paylaşılabilir.Tüm Yazılar Creative Commons Al 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder