29 Ağustos 2020

Felsefe Okumaya Nereden Başlamalı ?

Felsefe

Okul yıllarında çoğumuz için felsefe dersi çok da ilgi çekici değildi. Bunda muhtemelen öğrenci psikolojisinin yanı sıra eğitim sistemimizin ezberci yapısı da etkendi. Benim için de öyle idi. Felsefe, sadece sınıf geçmek için çalışılan bir dersti. Sonraki yıllarda üniversitede felsefe dışında bir bölüm okurken sonu –izm ile biten kavramları anlamaya merak sardım. Liberalizm, sosyalizm, marksizm vb. ideolojilerin kökeninin aslında felsefede olduğunu o zaman keşfettim. Hatta ilk çağ felsefesine kadar uzanıyordu. Yani felsefede bir akımı, filozofu, bir dönemi anlamak ancak kendinden önceki dönemleri kavramak ile mümkündü.

22 Ağustos 2020

İnsanoğlunun Kötülüklerinin Sebebi Tanrılar Olabilir mi?

Mitoloji 

Mitoloji

Doğadaki canlılar içerisinde hem doğayı hem de kendi kendini imha eden tek canlı insanoğlu. İnsanoğlunun en çok yine kendisinden korkması gerektiği acı bir gerçek. Peki neden böyle? Hamurunda  doğruluk, adalet ve utanma duygusu yeterince olmadığından olabilir mi ?

13 Ağustos 2020

Zihin mi Bedene, Beden mi Zihne Hükmediyor ? Yoksa...

Zihin Beden Etkileşimi Sorunu

Zihin Beden Düalizmi
Bir matematik sınavına girdiniz. Önünüzdeki kağıtta 2 X 2 = ?  gibi bir matematik sorusu var. Sorunun yanıtının 4 olduğunu zihniniz ile çözdünüz. Sonra soru işaretinin olduğu yere 4 yazmanız gerektiğini bilinçli olarak düşündünüz ve elinizi kaleme uzattınız, fiziksel hareketler ile kalemi alıp, parmaklarınız yardımı ile 4 yazdınız. 2 X 2’nin 4 olduğunu bilmek zihinsel bir süreç, nasıl oldu da beyninizdeki ilgili alanlara etki edip sizin kolunuzu, elinizi, parmaklarınızı oynatmanızı sağladı.

Tam tersi gece uyurken bulunduğunuz binada yangın çıktı. Duman kokusunu hissettiniz ve uyanınca gözleriniz alevleri gördü. Koku ve görme reseptörleri ile beyninizdeki ilgili bölgelere uyarılar giderek, alevi görmeniz ve is kokusunu hissetmeniz, bedeninize ait mekanik bir süreçti. Oradan kaçıp, dışarı çıkmanız gerektiğini düşündünüz. Bu düşünce bilinçli bir zihinsel olaydı. Bedeninizdeki fiziksel süreçler, nasıl oldu da bilinçli bir düşünceye dönüştü.

O halde artık soruyu sorabiliriz. Zihin ile beden ya da zihin ile beyin arasındaki ilişki nasıl açıklanabilir?  Bu soruyu sormadan önce yanıtlanması gereken ilk soru şudur:  Zihin ve beden birbirinden ayrı varlıklar mıdır ya da felsefi olarak soracak olursak, zihin ile beden birbirinden ayrı tözler midir? Yoksa zihin ile beden/beyin aynı şey yani aynı töz müdür? Eğer zihin ile beden birbirinden ayrı varoluşa sahipseler, aralarındaki ilişkiyi nasıl açıklayabiliriz? Yok eğer zihin bedenden yani beyinden ayrı bir varoluşa sahip değil ise beyindeki bilinçsiz nöronlar nasıl oluyor da bilinçli bir şeyi varoluşa getirebiliyor?

18 Temmuz 2020

Cicero ve Yaşlılığın Felsefesi

MARCUS TULLIUS CICERO

Eos Tithonus
Ölümsüz Tanrıça Eos ile ölümlü insan Tithonus birbirlerine aşık olurlar. Aşklarının sonsuza dek sürmesini istemektedirler. Lakin, Tithonus ölümlüdür. Bunun üzerine Tanrıça Eos, Tanrı Zeus'a giderek sevgilisi için ölümsüzlük diler. Bunu isterken Tithonus'un aynı zamanda genç kalmasını dilemeyi ise unutur. Ölümsüzlüğe sahip olan Tithonus, ne yazık ki zaman ilerledikçe yaşlanır ve fiziksel olarak çökerken, Tanrıça Eos hep genç kalmaya devam eder. Bu aşk hikayesinde ölümsüzlük, yaşlılık nedeni ile mutluluk getirmez. 

11 Temmuz 2020

Sana, İntahar Etmeni Emrediyorum Seneca !

(ROMALI SENECA) LUCIUS ANNAEUS SENECA

Romalı Seneca

"Sana, intihar etmeni emrediyorum Seneca." Roma İmparatoru Neron'un Genç Seneca'ya emri buydu. 

Bütün bir ömrünü ölümün ve intiharın felsefesini yaparak geçirmiş olan Roma'lı Seneca, aslında iftiraya uğramıştı. İmparator Neron'u tahttan indirmek isteyen bir grup senatörün isimleri arasında, Seneca'nın da adı geçiyordu. İftiraya uğraması umurunda değildi, ölüme ve intihara dair düşüncelerini hayata geçirmesi için belki de bu bir fırsattı.

"Bilge gerektiği kadar yaşayacak, yaşayabildiği kadar değil" diyen Seneca için intihar etmek sorun değildi de bir de ölebilseydi. Zavallı Seneca ölmek için pek çok yöntemi denemek zorunda kaldı. Yandaki resimde, etrafında öğrencileri ile damarları kesilerek kanı akıtılacak olan filozof resmedilmiş. Ama yanıldınız, Seneca bu yolla ölemedi. O'nun, ölebilmek için verdiği uğraşları ve hayata, ölüme, intihara dair ilginç düşüncelerini merak ediyor musunuz?

4 Temmuz 2020

Diri Diri Yakılan İlk Filozof: Giordano Bruno

Giordano Bruno

Giordano Bruno
Tarih, doğruları söylemekten korkmayan, bu uğurda mücadele edip canını verenleri ölümsüzleştirir. Gerçeklere yüzünü çeviren, insanlığın doğruya ulaşmasına engel olup doğruları haykıranları susturanlar ise tarihin çöplüğünde kaybolup gitmeye mahkumdur. Sokrates, baldıran zehirini içerken ölüme değil, ölümsüzlüğe uğurlanıyordu. Roma'da, Campo dei Fiori Meydanı'nda, Giordano Bruno'nun bedeni diri diri yakılırken ateşi harlamak için Bruno'nun kitapları kullanıldı. Yakılmakla düşünceler susturulur, doğrular saklanır mıydı? Yakıldığı yerde küllerinden yeniden doğan Bruno, bugün devasa heykeli ile insanlığa ışık tutmaya devam ediyor. Ve bizler, tıpkı Sokrates'i yargılayanlar gibi Bruno'yu yargılayanları da çoktan unuttuk bile.

26 Haziran 2020

Ayurveda ile Sağlıklı ve Uzun Yaşamın Sırrı

HİNT SAĞLIK FELSEFESİ

Ayurveda
Ayurveda, günümüzden yaklaşık 5000 yıl önce Hindistan'da ortaya çıkmış bir Sağlık Felsefesidir. 2000'li yıllarda Dünya Sağlık Örgütünün de kabul ettiği Ayurveda, bütüncül sağlık yolu ile hastalıkları önleyip, uzun yaşamın kapılarını aralamayı vadeder. Ayurveda'ya göre doğadaki her şeyin yapısında 5 ayrı element vardır.Bu elementlerin farklı kombinasyonları ile 3 ayrı "doşa" meydana gelir. Sizler, bedeninizin hangi "doşa" ya ait olduğunu bilirseniz, buna uygun beslenerek, sağlıklı kiloya erişebilir, hastalıklardan korunup uzun yaşayabilirsiniz. Peki sadece bir kaç soruyu yanıtlayarak, bunu öğrenmek ister misiniz? 

19 Haziran 2020

Kral Öldü Ama Egemenlik Baki...

Jean Bodin

Egemenlik
Ruh, manevi dünyaya ait yüce ve kutsal, beden ise maddi dünyaya ait günahkar ve kötüdür, diye ayırır teoloji. Bunu sosyal hayata uyarlarsak toplumu nerede konumlandırırsınız? İçerisinde kötülükler, adaletsizlikler ve ahlaksızlıkların olduğu toplumun yeri de elbetteki maddi dünyaya ait olacaktır. Feodal dönemde kilise, manevi dünyanın iktidarını elinde tuttuğu gibi toplumun, maddi dünyanın yani dünyevi alanın iktidarını da tekelinde bulundurmak istemiş, bunun için de "iki kılıç teoremini" ortaya atmıştır. Nedir iki kılıç teoremi ? Kilisenin elinde iki kılıç vardır; biri manevi dünyaya ait diğeri maddi dünyaya. Her iki alanın kontrolü kilise de olsa bile dünyanın düzeni, idaresini sağlamak için maddi kılıcı Krala verir. Peki bu iki kılıcın da sahibi kimdir? Elbetteki Tanrıdır. O halde Kralın iktidarının kaynağı nedir? Tanrı.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...