Felsefe ile Eğlenmeye Ne Dersiniz !

ATİNA OKULU

-PLATON:Hayırdır Aristo, düşünceli görünüyorsun.
-ARİSTOTELES:Hiç sorma Platon, benden asırlar sonra, Kopernik diye biri çıkıp, dünyayı kozmosun merkezinden alıp, yerine güneşi koymuş.
-PLATON:Olur mu öyle şey Aristo, sen neler saçmalıyorsun.
-ARİSTOTELES: Gerçekten saçmalamışım. Üstelik Kopernik haklı çıktı. Rezil oldum insanlığa. Bir de tutturmuştum; ay altı-ay üstü alem diye, adamlar ay'a bile çıkmışlar. Ne altı, ne üstü, etrafı bomboştu diyorlar. 
-PLATON: Ay'a mı çıkmışlar ? Sen gerçekten iyice saçmalamaya başladın. Hem; sen beni nereye getirdin böyle, neredeyiz biz?
-ARİSTOTELES: Türkiye'deyiz Platon, Cumhurbaşkanı; yoksa Başkan mı desem, Evet! Evet!  Başkan'ın sarayındayız. 
-PLATON:Başkan mı; o ne demek Aristo,Kral gibi bir şey mi?
-ARİSTOTELES: Eh, bu zamanın Kralı da diyebiliriz.
-PLATON: En nihayetinde "Filozof Kral ve İdeal Devlet"i hayata geçireceklerini biliyordum.
-ARİTOTELES: Filozof Kral mı? Yok canım, Başkan Filozof falan değil.
-PLATON: Filozof değil mi, ne peki?
-ARİSTOTELES:İmam.
-PLATON:İmam mı, hımm. Peki biz neden buradayız?
-ARİSTOTELES: Sarayın konukları olarak, dün muhtarlar vardı. Bugün de filozofları çağırmışlar.
-PLATON: Bizi neden çağırmışlar ki ?
-ARİSTOTELES: "Türkçe Felsefe yapılır mı, yapılamaz mı?" onu tartışacağız, Platon.
-PLATON: Latince yapsınlar Aristo, biz öyle yaptık.
-ARİSTOTELES: Ben de Başkana bunu önereceğim, ancak O, Osmanlıca olmasından yanaymış, öyle diyorlar.Her neyse, sağında yeşil elbisesiyle Sokrates'i gördün mü? 
-PLATON: Daha önce, niye söylemiyorsun? Yine toplamış gençleri etrafına, felsefe yapıyor. Gidip bir merhaba, demeliyim.

Sokrates

-ARİTOTELES: Boşver Platon! Başlamıştır yine "Erdem nedir,Cesaret nedir, Adalet nedir? " diye, o meşhur sorularını sormaya. 
-PLATON: Sokrates hakkında, nasıl böyle konuşabiliyorsun? Anlayamıyorum.
-ARİSTOTELES: Konuşurum elbet, Sokrates'e dedim; "Artık gençler her türlü sorularını Google'a soruyorlar, o da anında cevabını veriyor, boş yere gençleri meşgul etme" diye. Üstelik Google; seni, beni, Sokratesi'i bile biliyor. 
-PLATON: Google mı? O da kim Aristo, filozof mu? Daha önce adını hiç duymadım.
-ARİTSOTELES: Boşver Platon. Aşağıda sağında Pythagoras ve solunda Euclid 'i gördün mü ? Hummalı bir çalışma içindeler, Başkan görevlendirmiş, faizleri nasıl düşürebilecekleri üzerine çalışıyorlar.
-PLATON : Faiz mi ?

Pythagoras (Pisagor)

-ARİSTOTELES: Evet, üstelik her ikisine de dedim. Bu işler öyle kağıt kalem ile olmaz. Uluslararası borsaları takip etmelisiniz, bunun için de en azından birer tablet alın kendinize dedim.

Euclid (Öklid)

-PLATON: İyi ya, onlar da tabletleri ile gelmişler. Görmüyor musun? Her ikisinin de önünde tabletleri var.
-ARİSTOTELES: Öyle değil Platon, internete bağlanabilecekleri bir tabletten bahsediyorum.
-PLATON: İnternet de ne demek Aristo? Osmanlıca mı konuşuyorsun yoksa, seni anlamakta zorlanıyorum.
-ARİSTOTELES: Yorma kendini Platon,hem anlayabileceğini de sanmıyorum zaten.
-PLATON: O'nu bunu bırak da, sen Herakleitos'a bak! Oldukça düşünceli ve üzgün duruyor, neyi var dersin?

Herakleitos

-ARİSTOTELES: "Değişmeyen tek şey değişimdir, diye söyleyip durdum ama, Türkiye'de hakikatten hiçbir şey değişmiyor, tüm felsefi görüşlerim alt üst oldu" diye kahroldu.
-PLATON: Çıkınca bir nehre girip yıkansın, kendine gelir.
-ARİSTOTELES: Söyledim, ama aynı nehirde iki kere yıkanılmaz, dedi. Karanlık bir adamdır Herakleitos. Bilirsin, iyisi mi kendi haline bırakmalı.
-PLATON: Haklısın, eskiden de böyleydi. Halka kızdığında, kendini Artemis Tapınağına kapardı.

Diyojen

-ARİSTOTELES: Sen bana yardım et de, şu Diyojen'i sere serpe yattığı merdivenlerden kaldıralım. Birazdan Başkan gelir. Hem Diyojen'e dedim, Başkan Büyük İskender'e benzemez, seni böyle görürse sinirlenir dedim ama, gölge etmesin başka ihsan istemem, deyip duruyor. 



-HYPATİA: Benim adım Hypatia; ilk kadın filozofum. Beni, politik işlere karıştığım gerekçesiyle, 415 yılında taşlayarak öldürdüler. Yüzyıllar sonra bu saraya geldim. Bakıyorum da, benden başka kadın yok. Hala, yüksek sesleri ile erkekler, kendi gürültülerinden, kadınların seslerini duymuyorlar bile. Anlaşılan; kadının adı hala yok, iyisi mi, usulca buradan çıkıp gitmek.

Hypatia

Bu sayfalardaki yazıların tüm hakları yazara aittir. Sadece kaynak gösterilerek, yazar adı ve orijinal sayfanın aktif linki belirtilerek alıntı yapılabilir ve paylaşılabilir.Tüm Yazılar Creative Commons Al 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.